3 Kasım 2015 Salı

Kitap Mutluluktur

Herkese merhaba,
uzun süre blogumu boşladım ne yazık ki ama bu satırları yazarken anladım ki çook özlemişim kendilerini :) O yüzden artık buralardayım her türlü konuyla beraber :)
Sonbahar kendini iyice göstermeye başlamışken en sevdiğim şeylerden biri kitapların içine gömülüp kendi hayal dünyamda mutlu dakikalar geçirmek :)
Son birkaç aydır okuduğum ve çok sevdiğim üç kitaptan bahsetmek istiyorum sizlere :)
Mart Menekşeleri - Sarah Jio: Saraj Jio, ülkemizde oldukça meşhur bir yazar. Yazarın ilk okuduğum kitabı bu ve geçmiş-gelecek geçişlerini çok güzel sağlamış ve güzel bir hikayesi var. Romantik konulu kitapları seviyorsanız, gayet zevkle okuyabileceğiniz bir roman. 
Kitabın daha ayrıntılı konusuna gelecek olursak; 
Gerçek aşkı yaşadığına inanan ünlü yazar Emily Wilson, kocasının başka bir kadını ona tercih ettiğini öğrenince, hayal kırıklığına uğrar. Tüm bu olanlara rağmen yine de tek bir damla gözyaşı dökmez.
Büyük yengesi Bee, Mart ayını Bainbridge Adası'nda geçirmesi için onu davet eder. Emily ruhunda açılan yaraların iyileşmesi umuduyla, bu teklifi kabul eder. Adanın mistik havasıyla huzuru yakalamaya çalışan Emily, 1943 yılında yazılmış kırmızı kadife kaplı bir günlük bulur. Bu günlük onu geçmişin tozlu sayfalarına hapsolan gerçek bir aşk hikâyesine ve altmış yıllık bir aile sırrına götürecektir.
Gündüzsefası - Sarah Jio: Sarah Jio'dan yine harika bir kitap daha. Yazar, geçmiş ve gelecekteki olayları o kadar güzel bağlıyor ki sayfaları merakla çeviriyorsunuz. 
Konusu ise;
Ada Santorini New York'ta yaşadığı trajediden sonra ağır depresyondadır. Kendini toparlamak için Seattle'a Tekneler Caddesi'ne gelir. Burada kiraladığı bir yüzen evde eski bir sandık bulur. Sandıkta Penny Wentworth adında bir kadına ait eski eşyalar vardır. Gariptir ki Tekneler Caddesi'ndeki hiç kimse bu kadınla ilgili konuşmak istememektedir. Merakına yenik düşen Ada, Penny'nin gizemli geçmişine adım atarken kendi geleceğini de örmeye başlayacaktır.  
Kafes - Josh Malerman: Genellikle korku- gerilim türünde film izleyemem, kitap da okuyamam. Ama bu kitap farklı.. Şimdiye kadar hiç işlenmemiş ve düşündürücü bir konu. Her sayfa heyecan dolu, mutlaka okumanız tavsiye edilir..
Konusu ise şöyle;
Malorie ve iki çocuğu, olayların başlangıcından beş yıl sonra hayatta kalmayı beceren bir avuç insan arasındaydı. Nehrin kenarındaki terk edilmiş bir evde çocuklarıyla yaşayan Malorie, ailesinin güvende olabileceği bir yere gitmenin hayalini kuruyordu. Fakat onları bekleyen yolculuk tehlikelerle doluydu. Tek bir yanlış hamle ölümlerine yol açabilirdi. Ve onları takip eden bir şey vardı.

2 yorum:

  1. Bilgilendirme için teşekkürler! Kafes'i en kısa sürede bende okuyacağım. Sevgiler :)

    YanıtlaSil